SEKTÖR

TSB Genel Sekreter Yardımcısı Şentürk'ten yatırım fonlu sigorta açıklaması

Türkiye’de hayat sigortacılığı yeni bir evreye girmeye hazırlanıyor. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreter Yardımcısı Şenol S. Şentürk, yatırım fonlu sigortalara dair sosyal medya hesabından önemli açıklamalarda bulundu.

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından şirketlere görüşüne açılan son düzenleme taslakları ile yatırım fonlu sigortaları düzenleme yolunda ilk adımın atıldığını belirten Şentürk, SEDDK'nın düzenlemeleri sayesinde sigortacılık evreni ile sermaye piyasaları evreni birbirine daha da yakınlaşmış olduğunu vurguladı.

Şentürk son zamanlarda gündemde olan bu konuyla ilgili farklı farklı değerlendirmelerin olduğunu ve içeriğini netleştirmek için nasıl bir ürün olduğu konusunda bazı değerlendirmelerin paylaşılması gerektiğini ifade ederek yatırım fonlu sigortaların nasıl işleyeceğine dair şu bilgileri paylaştı:

"Üründe yurtdışı uygulamalarına benzer şekilde sigorta ettirenlerin ödedikleri sigorta primleri, hayat sigortası şirketleri tarafından SPK mevzuatına tabi menkul kıymet yatırım fonlarında değerlendirilecektir. Sigorta ettiren sigorta poliçesinin tanzimi aşamasında tarifede tanımlı fonlar arasında fon dağılımını belirleyecek, ödediği primler yine kendisinin belirleyeceği vefat, maluliyet vb. teminat bedelleri için gerekli risk primleri düşüldükten sonra yatırım fonlarına yönlendirilecektir. Sigorta ettiren poliçe süresi içinde fon dağılım değişiklikleri yapabilecektir. Şunu da belirtmek gerekiyor; hayat sigortası şirketi poliçe kapsamına TEFAS’ta işlem gören tüm fonları değil, kendi uygun göreceği, müşterisine değer katacağını düşündüğü fonları dahil edecektir. Bununla birlikte rekabet ortamında müşteri talebi ile bu fonların çeşitliliğinin artması kaçınılmazdır.

Sigorta ettiren poliçe süresi sonunda hayattaysa, sözleşmesi kapsamındaki fonların güncel değerlerinden oluşan birikimine hak kazanacaktır; poliçe süresi içinde sigortalının vefat ya da maluliyeti durumunda ise hem birikim hem de vefat/maluliyet risk teminatı hak sahiplerine ödenecektir. Ürünün hedef kitlesinin 5 ile 15 yıl arasında vadelerde tasarruf yapmak isteyen bireylerin olması muhtemeldir.

Ürünün en ayırt edici özelliği üründe teknik faiz garantisi olmamasıdır. Fonların seçimi ve yönetimi sigorta ettirenler üzerinde olacağı için sigorta şirketi tarafından sigorta ettirene bir garanti verilmeyecektir. Bu demek değildir ki şirketler tarafından garanti veren ürünler de tasarlanamaz.

Ve tabii ki ürünün vergi avantajı ürünün cazibesini artıran etmenler arasında üst sıralardadır; sigorta ettiren ödediği primleri belli limitler dahilinde gelir vergisi matrahında indirime konu edebilecektir.

Yatırım fonlu sigortalar için öngörümüz 10 yılın sonunda 522 bin sigortalıya ait 650 milyar TL üzerinde ilave bir fon kapasitesi yaratmak; bu ise yatırım fon evrenine ilave bir %15’lik katkı anlamına geliyor. Hiç de azımsanmayacak bir katkı. Yakın dönemin en başarılı reformlarından biri olan bireysel emeklilik sisteminde şirketlerimizin ortaya koyduğu performans dikkate alınırsa bu rakamlar hiç de erişilmesi zor rakamlar değil."