SEKTÖR

Üreticinin güvencesi: Devlet destekli bitkisel ürün sigortası

Tarım sektörü; dolu, don, kuraklık, fırtına gibi doğal afetlere karşı en savunmasız sektörlerin başında geliyor. Üreticilerin bu risklere karşı güvence altına alınması amacıyla uygulanan Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası, çiftçilerin emeğini korumaya devam ediyor.

Türkiye Sigorta Birliği, konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı bilgilendirme paylaşımıyla üreticilere önemli hatırlatmalarda bulundu.

Doğal Afetlere Karşı Güvence

Paylaşımda; Dolu, don, fırtına, hortum, yangın ve heyelan gibi birçok riskin, sigorta poliçesi kapsamında teminat altına alındığına dikkat çekildi. Ayrıca açık alandaki ürünlerde kuraklık, aşırı sıcak ve nem gibi iklim kaynaklı olumsuzluklara karşı da koruma sağlandığı belirtildi. Seralar için dolu, taşıt çarpması ve su baskını gibi olaylar; fidan/fide üretim alanlarında ise verim ve kalite kaybı poliçelere dahil edilebiliyor.

Devletten %67’ye Varan Prim Desteği

Türkiye Sigorta Birliği’nin paylaşımında yer alan bilgiye göre, Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortası kapsamında sigorta priminin %50 ila %67’si devlet tarafından karşılanıyor. Böylece üreticilerin sigortaya erişimi kolaylaşırken, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için de önemli bir destek sağlanıyor.

Sigorta İçin Ne Yapmalı?

Üreticilerin öncelikle Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS)’ne kayıt yaptırmaları ve üretim bilgilerini güncellemeleri gerekiyor. Sonrasında yetkili sigorta acentelerine başvurarak poliçe süreci başlatılabiliyor. Eksperlerin sahadaki değerlendirmelerinin ardından poliçeler oluşturuluyor.

TARSİM Takvimine Dikkat

Her ürünün sigorta başvuru süresi farklı olduğundan, TARSİM’in yayınladığı başvuru takviminin yakından takip edilmesi gerektiği hatırlatıldı. Başvuru süresinin kaçırılmaması, üreticilerin yıl boyunca güvencede kalmaları açısından kritik önem taşıyor.

Türkiye Sigorta Birliği’nin yaptığı bilgilendirme, “Tarımda risk var ama güvence de var” mesajıyla sona erdi. Bu paylaşım, çiftçilerin doğal afetlere karşı bilinçlenmesi ve üretimlerini güvence altına almaları açısından önemli bir hatırlatma niteliği taşıyor.