2025 yılı, yapay zekanın siber suç dünyasında "kişiselleştirilmiş" saldırılar için kullanıldığı bir geçiş yılı oldu. 2026 yılının ise siber güvenlikte ezberlerin bozulduğu, savunmanın da saldırının da yapay zeka tarafından yönetildiği bir yıl olması öngörülüyor. Deepfake, biyometrik verilerin çalınması, IoT cihazlarına yönelik fidye saldırıları ve hiçbir etkileşim gerektirmeyen casus yazılımlarla, 2026'da siber suçların küresel maliyetinin 15 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Artan bu tehditlere karşı, sadece linklere tıklamamanın yetmeyeceği, gördüğümüze ve duyduğumuza da şüpheyle yaklaşmamız gereken bir döneme girdiğimizi ifade eden Bitdefender Türkiye distribütörü Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, 2026’da öne çıkacak 6 siber güvenlik tehdidini sıralıyor.

Yılbaşı tatilinde gidilebilecek vizesiz ülkeler
Yılbaşı tatilinde gidilebilecek vizesiz ülkeler
İçeriği Görüntüle

1. Gerçek Zamanlı "Deepfake" Dolandırıcılığı: Yapay zeka teknolojisi görüntü ve ses işleme konusunda korkutucu bir hıza ulaştı. 2025 yılında deepfake videolarıyla karşılaşmıştık ancak 2026 yılı, bu taklitlerin canlı görüşmelerde ayırt edilemez hale geldiği yıl olacak. Dolandırıcılar, Zoom veya Teams gibi platformlardaki canlı görüntülü görüşmelerde şirket yöneticilerinin veya aile üyelerinin yüzünü ve sesini anlık olarak taklit ederek para transferi talep edebilecek. Bu durum, finansal onay süreçlerinde sadece "görmenin" yetmediği, mutlaka önceden belirlenmiş güvenlik parolalarının kullanılması gereken yeni bir dönemi başlatacak.

2. Biyometrik Veri Hırsızlığı ve Dijital Kimlik Avı: Şifrelerin yerini almaya başlayan parmak izi, yüz tanıma ve retina taraması gibi biyometrik veriler, 2026'da siber saldırganların bir numaralı hedefi haline gelecek. Geleneksel şifrelerin aksine, biyometrik veriler çalındığında "değiştirilmesi" mümkün değildir. Bu nedenle, saldırganların ele geçirdikleri yüksek çözünürlüklü biyometrik verilerle gerçekleştireceği kimlik hırsızlığı vakalarında ciddi bir artış öngörüyoruz. Kullanıcıların biyometrik verilerini her uygulamayla paylaşmaktan kaçınması kritik önem taşıyor.

3. Akıllı Ev ve IoT Cihazları ve Elektrikli Arabalar Üzerinden "Fidye" Saldırıları: Elektrikli araç kullanımı ülkemizde de dünyada da kullanımı eskiye oranla çok ciddi oranda arttı. Arabalarının üzerinden kişisel bilgilerini paylaşan sürücülerin güvenlik politikalarını çok daha ciddiye almaları gerekiyor. Bununla birlikte Nesnelerin İnterneti (IoT) ağının genişlemesiyle Evlerimizdeki akıllı termostatlardan robot süpürgelere kadar her cihaz internete bağlandı. 2026’da siber suçluların, bilgisayarlardaki verileri şifrelemek yerine, fiziksel dünyamıza müdahale eden akıllı ev sistemlerini hedef alacağını öngörüyoruz. Saldırganlar, akıllı kilitleri açmamak, termostatları aşırı sıcaklığa getirmek veya güvenlik kameralarını dondurmak gibi eylemlerle, cihazları tekrar kullanıma açmak karşılığında fidye talep edebilir. Bu durum, fidye yazılımlarının boyut değiştirmesine neden olacak.

4. Zehirlenmiş Yapay Zeka (AI Poisoning): Kurumların ve bireylerin karar alma süreçlerinde yapay zekaya olan güveni artıyor. Bunu fırsat bilen saldırganlar, yapay zeka modellerinin eğitildiği veri setlerini manipüle etmeye (veri zehirlemesi) çalışacak. Bir yapay zeka asistanına veya sohbet botuna yanlış bilgiler yükleyerek, kullanıcıların hatalı finansal kararlar alması, yanlış yönlendirilmesi veya zararlı sitelere çekilmesi hedeflenecek. 2026’da "güvenilir" sandığımız algoritmaların, aslında siber suçlular tarafından manipüle edilmiş olabileceği gerçeğiyle yüzleşeceğiz. Yalnızca kurumsal kullanıcılar değil milyonlarca bireysel kullanıcı da yapay zekayı kullanıyor. Rakamlar bize gösteriyor ki yapay zeka kullanımı, birçok dünya devi uygulamanın kullanım oranlarının önüne geçti. Burada özellikle kullanıcıların paylaştığı verilerin kontrolsüz olması nedeniyle, gelecekte birçok kurumun ve kişinin verilerinin ihlal edilmesi söz konusu olacak.

5. QR Kod ve Temassız Ödeme Tuzakları (Quishing): Fiziksel dünyadaki dolandırıcılığın dijitale açılan kapısı olan QR kodlar, 2026'da daha sofistike tuzaklar barındıracak. Restoran menüleri, park ödeme noktaları veya elektrikli araç şarj istasyonları üzerindeki meşru QR kodların üzerine yapıştırılan sahte etiketlerle kullanıcılar tuzağa düşürülecek. "Quishing" olarak adlandırılan bu yöntemle, kullanıcıların mobil cihazlarına casus yazılım yüklenmesi veya ödeme bilgilerinin çalınması 2026'da çok daha sık rastlanan bir tehdit türü olacak.

6. "Sıfır Tıklama" (Zero Click) Saldırıları yaygınlaşacak: Şimdiye kadar kullanıcılara "şüpheli linklere tıklamayın" uyarısı yapılıyordu, ancak 2026'da tehlike boyut değiştiriyor. "Sıfır Tıklama" saldırıları sayesinde siber suçlular, kullanıcının hiçbir etkileşimi olmasa bile cihazlara casus yazılım bulaştırabilecek. Özellikle mesajlaşma uygulamalarındaki (iMessage, WhatsApp vb.) arka plan açıklarını hedefleyen bu saldırı türü, eskiden sadece devlet destekli üst düzey operasyonlarda kullanılırken, 2026'da ticari casus yazılımların yaygınlaşmasıyla daha geniş kitleleri tehdit eder hale gelecek. Bu durum, mobil cihazlarda işletim sistemi güncellemelerinin ve ek güvenlik katmanlarının hayati önemini bir kez daha ortaya koyacak.