Sıfır kilometre ile ikinci el araç pazarına dair görüşlerini paylaşan RS Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve CMO’su Dr. Naim Çetintürk, kasım ayında gerçekleşen satış rakamlarının beklenmedik sonuçlar olmadığını ve yıl içerisinde otomotiv pazarında aylık olarak 100 binler civarında bir seviye gördüklerini ifade etti. Türkiye otomotiv piyasasında belirli bir satış bareminin standartlaştığını aktaran Çetintürk, “Sürdürülebilirlik açısından bakarsak pazar dinamikleri ve artan nüfus seviyeleri ile ilgili olarak talebin önümüzdeki süreçte de belirli bir seviyede devam etmesi gayet olası. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte de yani 2026 yılında 2025 yılındaki bu seviyeleri ve hatta daha üzeri bir satış beklemek mümkün görünüyor” şeklinde konuştu.
Hem ihtiyaç hem de yaşam tarzı odaklı araç tercihleri
10 yıl içerisinde gerçekleşen Kasım ayı artışı, yalnızca belirli bir yılın ekonomik koşullarından kaynaklanan geçici bir hareketliliği değil, daha yapısal ve derinleşen bir talep dinamiğini ortaya koyduğunu belirten Çetintürk, “Otomobil ve hafif ticari araç pazarında kalıcı bir talep güçlenmesi olduğu net biçimde görülüyor. Son on yılın ortalamasının bu denli üzerinde gerçekleşen satışlar, Türkiye’de araç sahibi olma isteğinin ekonomik dalgalanmalara rağmen yüksek oranlarda olduğunu gösteriyor. Son 2-3 yıldır kampanyaların da etkisiyle satışlarda gözle görünür bir artış söz konusu. Ayrıca kullanıcıların hem ihtiyaç hem de yaşam tarzı odaklı araç tercihleri talebi genişleten bir etki yaratıyor” dedi.
SUV modellerine ilgi artıyor
Satışların ortalamanın üzerinde seyretmesi, segment çeşitliliğinin pazar büyümesini desteklediğini ifade eden Çetintürk, özellikle SUV modellerine olan ilginin artması, elektrikli araçlara yönelik merak, ticari araç segmentinin güçlenmesi ve markaların Türkiye pazarına sunduğu yeni modeller, tüketicinin seçeneklerini artırarak talebi daha geniş bir tabana yaydığının altını çizdi.
Türkiye’nin otomotiv tüketim alışkanlıklarının hızla dönüştüğünü ve global trendlerle daha yakından paralel hale geldiğini ifade eden Çetintürk, “Ayrıca pandemi sürecinden bu yana özellikle e-ticaret sektöründe yaşanan büyüme ve e-ticarette kullanılan araçlara olan ihtiyacın giderek artması bu endüstride kullanılan hafif ticari araçlara talebini arttırdı. Bunu da önemli bir faktör olarak değerlendirebiliriz” şeklinde konuştu.
Yerli üretim tercih sebebi
Renault, Fiat ve Toyota gibi markaların tüketici tarafından tercih edilmesinin sebepleri arasında Türkiye’de üretim yapıyor olmalarının önemli bir faktör olduğunun altını çizen Çetintürk, “Türk tüketicisinin tercih etme nedenleri arasında fiyat, erişebilirlik, satış sonrası hizmetler ile yedek parçaya kolay erişim avantajını sayabiliriz. Bir de ekonomi yönetimi tarafından Türkiye’de üretilen yerli otomobillerin başta ÖTV olmak üzere vergi politikaları açısından belli dönemlerde destekleniyor olması buradaki satış seviyelerinin artışının arkasında önemli bir parametre olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca fiyat seviyelerine baktığımızda da pazarda en çok satışı gerçekleşen bu markaların tüketicilere erişilebilir, çok daha uygun fiyatlı otomobiller sunduğunu söylemek mümkün” dedi.
Elektrikli araçlara güven artıyor
Elektrikli araç satışlarındaki hızlı artışın tüketicinin elektrikli araçlara güveninin yükseldiğini; fiyat, menzil ve teknoloji dengesinin daha cazip hale geldiğini ortaya koyuyor. Yerli üretici Togg’un güçlü varlığı ise pazarın yalnızca ithal markalarla değil, yerli üretimle de büyüdüğünü kanıtladığını dile getiren Çetintürk, Türkiye’de özellikle genç ve teknolojiye meraklı kullanıcı kitlesinin akıllı sürüş özellikleri, gelişmiş güvenlik teknolojileri ve bağlantılı araç sistemlerine duyduğu ilgiden de beslendiğini aktardı.
Çetintürk, “Elektrikli araçlarda sunulan kredi ve kampanya imkanları bu talebi daha da hızlandırıyor. Togg’un sıfır faizli kredi seçenekleri ve uzun vadeli ödeme planları yerli EV tercihlerini artıyor. Böylece elektrikli araçlar yalnızca teknolojik avantajlarıyla değil, finansal erişilebilirliğiyle de öne çıkarak Türkiye’de EV pazarının sürdürülebilir biçimde büyümesine güçlü bir zemin hazırlıyor” dedi.
İkinci el piyasasında hareketlilik
Yeni araç satışlarının kırdığı rekor ikinci el piyasasına hareketlilik anlamında olumlu yansıyor. Yeni araç satın almak isteyen birçok kullanıcı elindeki aracını da elden çıkarmak istiyor. Çetintürk konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“Yine sıfır km araçlardaki kampanyalar uygun fiyatlı sunulan seçenekler zaman zaman tutarı belirli bir sınırda da olsa sıfır faizli ya da düşük faizli kredi kampanyaları ikinci el pazarındaki fiyatların da özellikle sıfır km araçların ikinci el versiyonlarında daha dengeli ve makul gitmesini sağlıyor. Bu durumun ikinci el pazarının daha hızlı olmasını sağladığını da söylemek mümkün. Çünkü araç sahipleri otomobillerini satarken fiyat belirleme aşamasında araçlarının genelde sıfır km fiyatlarına bakarak bir fiyat belirleme gayreti içerisinde. Dolayısıyla sıfır araçlardaki kampanyalar, ilana konulan ikinci ellere bu anlamda olumlu etki ediyor. İkinci eldeki seçeneklerin daha ekonomik ve erişilebilir olması tüketiciyi ikinci el alımına teşvik ediyor. Yine de ikinci el pazarının durgun olmasına yönelik yorumların genelde piyasa gerçeğinin daha doğrusu piyasanın olması gereken seviyesinden fazla fiyat ile ilana konulan araçlardan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Çünkü, değerinde fiyatla ilana konulan araçların hızlı sürelerde satışının gerçekleştiğini görmekteyiz.”
“Yılı rekor bir satışla kapatmış olacağız”
Her yıl aralık ayı sıfır km araç satışlarının en yüksek gerçekleştiği ay olarak karşımıza çıkıyor. 2025 yılında da bu durumun gerçekleşeceğini ifade eden Çetintürk, “2025’i de yine geçtiğimiz yılın üzerinde bir seviye ile yani rekor bir satışla kapatmış olacağız. Tabi bu durum 2026 yılı için otomotiv piyasasında ciddi bir beklentiyi ve rekabeti yanında getirecek. 2026 yılında piyasanın çok daha hızlı satış getirmesi için markaların daha iyi kampanyalar yaparak daha rekabetçi fiyatlar ve değişen modellerle tüketicinin beğenisini kazanması gerekecek. İkinci el pazarında ise hareketliliğin süreceğini düşünüyorum. Özellikle döviz fiyatları, otomotiv piyasasındaki genel fiyatları etkilemesi açısından son derece belirleyici bir faktör. Son dönemde baktığımızda dövizin daha stabil şekilde kontrollü ilerlediğini görüyorum. Dolayısıyla burada herhangi bir volatilite olmaması piyasadaki anomalilerin önüne geçiyor. Bununla birlikte enflasyondaki geri çekilme ve önümüzdeki süreçte muhtemelen krediye daha kolay erişim sağlanması hem sıfır hem de ikinci el pazarında otomobil piyasasını iyi bir noktaya taşıyacak. Altın fiyatlarının hızlı bir şekilde artmış olması, bir diğer faktör. Bu, bir anlamda yatırımcılara otomobil almak yerine parasını altında değerlendirmesi şeklinde bir seçenek sunmakta. Altın fiyatlarının bu şekilde yüksek seyretmeye devam etmesi otomobil piyasasına olumsuz etki edecek bir unsur olarak görünüyor. Ancak bunun dışındaki bütün parametreler Türkiye pazarı için hem sıfır hem de ikinci el pazarında 2026 yılında daha kuvvetli bir dinamizmin yaşanacağını bize hissettiriyor” dedi.





