Capgemini Araştırma Enstitüsü tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, sigorta sektöründe yapay zekâ ajanlarına (AI agents) yönelik ilgi büyürken, bu teknolojiye duyulan güven gerilemiş durumda. Raporda yer alan veriler, 2024’te %54 olan güven oranının 2025 itibarıyla %47’ye düştüğünü gösteriyor. Yapay zekâ ajanlarına tam güvenen sigorta şirketlerinin oranı ise sadece %4.
Yapay zekâ ajanları, kullanıcılarla etkileşime geçebilen, belirli görevleri otonom biçimde yerine getirebilen sistemler olarak tanımlanıyor. Daha ileri düzeydeki “ajantik yapay zekâ” (agentic AI) ise yalnızca verilen komutları yerine getirmekle kalmayıp, inisiyatif alarak kendi hedeflerini belirleyebilen sistemleri ifade ediyor. Rapora göre bu teknoloji, sigorta sektöründe özellikle müşteri hizmetleri (%57) ve satış (%52) alanlarında potansiyel kullanım fırsatları sunuyor.
Ancak güven eksikliği sektördeki ilerlemeyi yavaşlatıyor. Rapora göre sigorta kuruluşlarının %42’si hâlâ bu alanda net bir stratejiye sahip değil. Sadece her 10 sigorta şirketinden biri yapay zekâ ajanlarını kısmen ya da tamamen uygulamaya geçirmişken, %20’si henüz pilot proje aşamasında bulunuyor.
Capgemini’nin değerlendirmesine göre, ajantik yapay zekânın sigorta sektöründe yaratabileceği küresel ekonomik fırsat 450 milyar dolar düzeyinde. Buna rağmen, mahremiyet (%50), önyargı (%50) ve şeffaflık (%51) gibi konular, teknolojiye adaptasyon sürecinde önemli riskler olarak görülüyor.
Şirketlerin önümüzdeki yıllara dair beklentileri ise dikkat çekici. Sigortacıların %26’sı yapay zekâ ajanlarının 1 ila 3 yıl içinde insan çalışanları destekleyeceğini öngörürken, %35’i bu sistemlerin insan denetiminde özerk şekilde çalışacağını düşünüyor.
Teknik becerilere duyulan ihtiyaç da raporda vurgulanan önemli noktalar arasında. Yazılım geliştirme ve programlama (%67) en çok ihtiyaç duyulan alan olarak öne çıkarken, karar verme yetkinliği (%60) ajantik sistemler için kritik bir yetenek olarak belirtiliyor.
Etik yapay zekâ ilkeleri ise henüz yeterince entegre edilmiş değil. Sigorta şirketlerinin yalnızca %8’i bu ilkeleri operasyonlarına tam olarak uygulayabiliyor. Bu oran, küresel ortalama olan %14’ün altında kalıyor.