İstanbul Gelişim Üniversitesi tarafından yapılan güncel bir araştırma, sigorta şirketlerinde görev yapan deneyimli çalışanların yapay zekâya dair algılarını mercek altına aldı. Araştırmada, sektörde 10 yılı aşkın süredir çalışan kadın ve erkek sigortacılarla yapılan derinlemesine görüşmeler sonucunda “çalışan kaygısı” net bir şekilde ortaya çıktı.

Yeni İş Arkadaşı mı, Yeni Rakip mi?

Katılımcıların çoğu yapay zekânın iş süreçlerinde hız, verim ve maliyet avantajı sağladığını kabul ediyor. Özellikle hasar tespiti, risk analizi, müşteri hizmetleri ve pazarlama alanlarında yapay zekanın aktif rol oynamaya başladığına dikkat çekiliyor. Ancak bu teknolojik dönüşüm, çalışanlarda bir tür "gelecek belirsizliği" yaratıyor.

“İşim elimden alınır mı?” sorusu artık sessizce değil, yüksek sesle soruluyor.

Görüşmelere katılan bazı çalışanlar, “Yapay zekâ çok şey yapabilir ama bizim yerimize geçmemeli” derken; bazıları ise Yapay zekânın etik sınırlarının belirlenmemesi halinde işsizliğin yaygınlaşabileceğini dile getiriyor.

Hibrit Model Kaçınılmaz

Araştırmayı yürüten Kaan Ulusoy’a göre, sektörün geleceği insan ve yapay zekânın birlikte var olduğu hibrit yapılara dayanacak. Ancak bu geçiş sürecinde, insan kaynağının göz ardı edilmemesi ve çalışanların bu dönüşüme duygusal ve mesleki olarak hazırlanması gerekiyor.


Bir Koltukta Kaç Robot Oturur?

SEDDK: Koltukta teminatsız oturma!
SEDDK: Koltukta teminatsız oturma!
İçeriği Görüntüle

Katılımcılardan biri şu sözlerle durumu özetliyor:

“Yapay zekâ ile çalışmak kolaylık ama aynı zamanda bir baskı. Bir gün gelip koltuğuma oturmasından korkuyorum.”

Araştırma, sektörün yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda psikolojik bir dönüşüm sürecinde olduğunu ortaya koyuyor. Ve bu sürecin iyi yönetilmemesi durumunda, verimlilik kazancı çalışan bağlılığına mal olabilir.

Kaynak: Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 13, Sayı: 163, Nisan 2025, s. 276-285