2025 yılına güçlü bir başlangıç yapan sigorta sektörünün, ilk çeyrekte prim üretiminde geçen yılın aynı dönemine göre %52,2’lik bir artış yakaladığına değinen Kurtar, bu artışın Nisan ayı sonuna kadar sürdüğünü belirtti. Resmi enflasyon oranları ile kıyaslandığında sektörün prim üretiminin enflasyonun üzerinde seyrettiği ve bu durumun sektörel görünüm açısından olumlu olduğu ifade edildi.

Sermaye yeterliliği ve teminat yükümlülükleri ise ilk yarıda sektörün en önemli gündem maddeleri arasında yer aldı. Sigortacılık Kanunu’nun ilgili maddelerine göre, şirketlerin faaliyet gösterdikleri branşlar için asgari sermaye gerekliliklerine uyum sağlamaları ve teminat açıklarını kapatmaları gerekiyor. 2025 Haziran verileri esas alındığında, teminat açığı bulunan hayat dışı branşlarda faaliyet gösteren şirketlerin, 31 Ağustos 2025 tarihine kadar eksikliklerini tamamlamaları bekleniyor. Bu kapsamda, düzenleyici kurum tarafından sigorta şirketlerine gerekli bildirimler yapılmış durumda.

Ayrıca, finans yöneticilerini zorlayan bir diğer başlık ise 2024 yılına ait kurumlar vergisi beyannamelerinde ortaya çıkan ihtirazi kayıt uygulamaları ve yargı süreçleri oldu. Geçici 33. madde ile getirilen düzenlemeyle, banka, sigorta ve finans kuruluşlarının enflasyon muhasebesi sonucunda elde ettikleri kâr/zararın kurum kazancında dikkate alınmaması hükme bağlandı. Ancak bu uygulama, bazı mükellefler tarafından eşitlik ilkesine aykırı olarak değerlendiriliyor ve Anayasa Mahkemesi’ne taşınabileceği öngörülüyor.

Bunlara ek olarak, Yangın Sigortası Vergisi’ne ilişkin 2023 Sayıştay Denetim Raporu’nda yer alan bulgular ışığında, sigorta şirketlerine çeşitli düzeltme ve ceza bildirimleri gönderildi. Özellikle bazı şirketlerin vergi ödemelerini yanlış belediyelere yönlendirmesi veya bildirilen verilerdeki tutarsızlıklar nedeniyle hatalı ödemeler yaptığı tespit edildi.

Yılın İkinci Yarısı: Beklentiler ve Belirsizlikler

İkinci yarıda rutin vergi süreçlerinin devam etmesi beklenirken, sektörün ana gündem maddelerinden biri haline gelen IFRS 17’nin vergi mevzuatına entegrasyonu konusundaki belirsizlikler sürüyor. Mevcut durumda, vergi mevzuatı hâlâ IFRS 4 çerçevesine dayalı düzenlemelere atıf yapıyor. Yeni düzenlemelere geçilebilmesi için öncelikle Sigortacılık Kanunu’nda IFRS 17’ye uyumlu güncellemelerin yapılması ve ardından bu değişikliklerin vergi kanunlarına yansıtılması gerektiği ifade ediliyor.

HDI Sigorta'dan geleceğe güçlü adımlar
HDI Sigorta'dan geleceğe güçlü adımlar
İçeriği Görüntüle

Ancak 2026 yılına ait birinci geçici verginin 18 Mayıs 2026 tarihinde beyan edileceği göz önüne alındığında, kalan sürenin oldukça sınırlı olduğu vurgulanıyor. Bu nedenle hem sektör temsilcilerinin hem de düzenleyici otoritelerin süreci hızlandırması bekleniyor.

2025 yılının ilk yarısında sektör, sermaye yeterliliği, enflasyon muhasebesi, YSV uygulamaları gibi pek çok teknik ve hukuki konuyla meşgul olurken, ikinci yarıda da özellikle IFRS 17’nin yaratacağı vergi belirsizliğiyle karşı karşıya kalacak gibi görünüyor. Bu da finans yöneticileri açısından yılın kalan bölümünün en az ilk yarı kadar zorlu geçeceğine işaret ediyor.